İnsan hakları ve kadın haklarının önemli bir simgesi haline gelen sarah (Saartjie) Baartman'ın yaşamı filmlere konu olmuştur
Sarah Baartman, 1789 yılında doğmuş bir Khoi. Çocukken bir baskın sonrası ana babasız kalmış. Cape Town’a gidip bir çiftçinin kölesi olmuş. Daha 20 yaşındayken Bir Britanya gemisinin doktoruna satılmış.
Londra’ya oradan da Paris’e götürülmüş. Oralarda sokaklarda çıplak olarak sergilenmiş, sirklerde hayvanlarla birlikte gösterilerde kullanılmış. Avrupa kökenli beyaz insanın üstünlüğünün bilimsel bir kanıtı olarak teşhir edilirken onun bir insan olduğu kimsenin aklına gelmemiş elbet
Yıllarca ırkının bir özelliği olan fiziksel yapısı insanlara para karşılığı sergilenmiş. Sirklerde, müzelerde, barlar ve üniversitelerde çıplak olarak gezdirilmiş.
1816 yılında yalnız ve sefalet içinde alkolik bir fahişe olarak ölüyor. Saartjie Baartman. Batılının taktığı alaycı isimle ‘Hottentot Venüs’ü’. Hikâye orada bitmiyor
Çok uğraşlara rağmen sonunda 2002’nin ocak ayında Senatodan onay çıkıyor. Nisan’da da Saartjie Baartman’ın iskeleti ve şişelerde saklanan organları Paris’te bir törenle Güney Afrikalı yetkililere teslim ediliyor o artık ülkesinde
“Buradan alıp götürmeye geldim;
seni şişleyen gözlerden
karanlıkta yaşayan
insandan yapılma canavardan
emperyalizmin pençeleriyle
bedenini lime lime parçalayıp doğrayan,
senin ruhunu benzetip de Şeytanınkine
kendini en büyük tanrı ilan eden!”
“Sarah Baartman’a Şiir”, Diana Ferrus
Yorumlar
Yorum Gönder